27 Mayıs 2020 Çarşamba

Oğlumuzun Odasını Yapıyoruz; Montessori Yatak ve Duvar Rengi

Herkese merhabalar...

Oğlumuzun büyümesiyle birlikte kendine ait bir yer ihtiyacı da ortaya çıktı.
Aslında 3 aylıkken odamızı ayırdık oğlumla . Tabi ki en yakın odaya koydum kendisini ve kapılarımız hep açıktı. Buna rağmen saat başı kontrol etmişliğim. Kendisinin zırt pırt ağlamışlığı ve neden aralıksız uyudu diye bol bol gidip nefesini dinlemişliğim var :)

Yinede oğlumuz hızla büyüdü ve büyüdükçe daha düzenli uykuya geçti. Bu oda zaten ona ait bari geçici beşiklerden kurtulalım diye tam anlamıyla bir oda yapmaya karar verdik.


Eşimin amcası boyacı.
 Aslında gri renk düşünmüştük ama boyaları karıştırıp böyle bir renk elde etti. Bize de çok hoş görününce bu rengi boyamaya karar verdik. Numarası yada adı yok yani :)


Montessori Yatak konusuna gelirsek. Uzun uzun düşünüp araştırdıktan sonra bizim ve oğlumuz için en ideal yatağın bu olacağına kar verdik.


Neden derseniz kenarları korumalı :) ve bir oyuncak evi andırıyor. Odasını bu şekilde daha çok seveceğini düşündük ve gerçekten de sevdi :)


Yukarıda ki dağınıklılığın sebebi internetten demonte şeklinde alıp kendimiz kurduğumuz için.
 Normalde 2000tl ve üzeri satılan bu yatağı (bu iskelet hali) N11'den 600 tl  civarında aldık.



Eşim bu konularda çok başarılı. 
Kolay göründüğüne bakmayın yaklaşık 2 gün sürdü kurulumu. Eşim ayrıca titiz olduğundan bütün parçaları özel bir yapıştırıcı ile de yapıştırdı.


Oğlumda babaya çekmiş neredeyse kurulumun her anında müdahale etti.

Aslına bakarsanız 2 günde kurulmasının sebebi bu da olabilir :)



Son aşama olarak yatağı yerleştirdik.


Oda için pintreste çok güzel fikirler buldum.

Veeee tam bir çocuk odası yaptım. bir sonraki yazıda görüşmek üzere ...

:)

5 Mayıs 2020 Salı

Balkonumda Ki Minik Bahçem; Kaktüs (Dikenli), Succulent (Dikensiz), Kalanchoe

Merhabalar....

En büyük zevkim sabah yada akşam mutfağımın camından baktığımda güzel şeyler görmek. Bir şehirdeyseniz ve apartmanda oturuyorsanız görebileceğiniz tek şey beton maalesef.

Balkonumu cam ile kapatmadan önce de hep bir çiçeğim olmuştur. Yıllar geçtikçe yaprak ve çiçek dökmeyen türleri daha çok sevdiğimi fark ettim:)

Aslında kaktüsleri hiç sevmezdim nasıl oldu da aşık oldum anlamadım. Bir tane ile başlayıp evi kaktüs ve succulent yetiştirip bakma alanına çevirdim. Artık kap bulamayıp bardak ve tabaklara dikmeye kadar geldi iş :)

İlk succullentim maalesef öldü.

Sonra bu fotoğrafta  sol altta ki türü aldım. 


Baya bir araştırma yaptıktan sonra yabancı bir sitede şöyle bir tarif buldum;

 Succulentinizin en yaşlı yani altta ki yaprakları dikkatlice koparılır. Kökler bala batırılır (bal çürümesini önlüyormuş), Topraklı bir kabın üzerine bırakılır. Haftada 2 kere su ile nemlendirilir(fıs fıs yapan bir alet kullanılabilir). 1 Ay içinde köklenmeye ve yavru vermeye başlayacaktır.. Öyle de bırakılabilir veya toprağa hafifçe bastırılarak yavru kısmına gelmeyecek şekilde dikilebilir.

Tabi ki bu yöntemi kullandım ve 3 tane yavru succulentim oldu.



Sonra internette başka bir fikir buldum;
Koparılan dallar üstte ki şekilde bir kozalağa yerleştiriliyor be bırakılıyor. O kadar!
Yani nemlendirmek felan hiç bir ilgi istemiyor.

Tam benlik yani; az efor çok iş :)


Bu yöntem diğerinden daha kolay ve çok daha verimli olunca hep bunu kullanmaya başladım. 
Tabi ki kışın daha az yazın daha çok yavru çıkıyor bunu belirteyim.
Yani kışın 1-2 ayda yavru veriyorsa yazın 15 gün-1 ay içinde veriyor.


***Succulentte kaktüs de çok suyu sevmiyor.
Ama iş güneşe gelince kaktüs çok seviyor succulent(dikensiz olanlar) direk güneş ışığı istemiyor.
*** Bu çok önemli.


Bu üstte ki tür inanılmaz verimli. 
Bence sukulent ayırma yapacaksanız ilk bu tür ile başlayın. Kesinlikle başarılı bir sonuç elde edersiniz ve moraliniz bozulmaz :)


Kuruyan gülümün çevresine de çeşit çeşit güzellikler diktim.
En çok şu sağda ki dikenli uzun olanı merak ediyorum. Bol bol verse de çoğaltsam :)


Bu Kalanchoe' yi kardeşim doğum günümde aldı (Ekim ayında). Kışın çok sağlıklıydı ama bu günlerde bişeyler olmaya başladı sanırım güneşi hiç sevmiyor. Şimdilik balkonumun güneş görmeyen bir kısmına aldım. Bu çiçek de haftada 1 sulanabilir. Bazen 2 hafta da bir de sulanabilir.
Tamamen hava durumuna bağlı.


Bu iki güzellik de yine kardeşimin doğum günü hediyesi.


Bu üst ve altta ki tür de yine ilk aldıklarımdan. 

Bunu çoğaltmak için kırıp toprağa saplıyorum o kadar.

Bu dikenli türler ayda 1 sulanabilir çok su sevmiyorlar. Diker dikmez de sakın can suyu vermeyin hiç sevmiyorlar maalesef :)



Bu türün de adını bilmiyorum maalesef. Bilen yazarsa çok sevinirim :)
Henüz nasıl çoğaltılır hiç bilmiyorum. Kış dönemi boyunca hiç sıkıntı yaşamadık 
Hatta bir çiçeği solmadan bir diğeri açıyordu. Ama havalar ısınıp güneş kendini belli edince çiçek vermemeye başladı :(





Bunlar da yine kopar toprağa dik şeklinde dikildi.
Çok dikenli olduğu için sonrasında çok acı çektim diyebilirim.

Bunların anasını çekmemişim ama altta ki gibi yavru verdiğini söyleyebilirim.


Beni her baktığımda gülümseten bahçemi size tanıttım.

Belki benim gibi sizde bu yazımda aradığınız bir şey bulursunuz...

Hoşçakalın :)