28 Aralık 2016 Çarşamba

Dıy: Kavanoz Ve Deniz Kabuklarıyla Dekoratif Süsler

Herkese merhabalar...

Bu günlerde nedense hava bana daha ılık geliyor. Ya kat kat giyindiğimden yada evde ki kombinin derecesini biraz fazla açtığımızdan :)

Bu cumartesi nöbetçi sırası bana geldiğinden çalışıyorum. Cumartesileri çalışmayı sevmiyorum. Bende cumartesi pazar ve pazartesileri çalışmak yasaklanmalı. Bu arada pazartesiyi de otomatik ekledim. :)
Neyse ki uzmanlar yine kar yağışı uyarılarında bulundu. Belki insanlar korkar ve evlerinden çıkmazlar ve ben boş bir cumartesi geçiririm. Tabi ki bu pek gerçekçi olmayan bir dilek.

Ben depremde bile ofisi terk etmeyen, kar kış yağmur çamur darbe teşebbüsü demeden akın akın gelen insanlar gördüm. O yüzden kaderimle yüzleşip durumu kabullenmek en iyisi.



Neyse yapacak bir şey yok. Daha renkli şeylerden bahsedip mutlu olalım :)

Bu gün yazdan kalma malzemelerle yaptığım dekoratif süslerimi paylaşıyorum.
Malzemeler; boş kavanozlar, çeşit çeşit deniz kabukları, bir parça ip, silikon tabancası ve iki parça kumaş.Küçük olan zeytin kavanozu, büyük olan da aslında turşu kavanozuydu. 

Cam kavanozları çöpe atamıyorum. Genellikle biriktirip anneme veririm. Annemde yazın bu kavanozlara yaptığı salçaları koyar. 


Yazın Düzce Akçakoca tarafında olan Karaburun denilen deniz kıyısından eşimle beraber bir sürü deniz kabuğu toplamıştık. Bir süredir bu deniz kabuklarını ne yapsam diye düşünüyordum zaten.

Bende doldurdum kavanozlara:)

Evimiz açık renler ve beyaz ağırlıklı olduğundan pudra rengi kumaştan diktiğim elbiseden kalan parçaları kullanarak kapakları silikon tabancası yardımıyla kapladım.
Bir parça beyaz iple de belli olmasa da fiyonk yaptım.

Ve süslerim hazır:)


Bazen düşünür düşünür bir fikir bulamam. Bazen de düşünmeme gerek kalmadan ortaya bir şeyler çıkarırım. Bu da pat diye ortaya çıkan bir uğraş oldu.

O kadar çok deniz kabuğu toplamışız ki bu kavanozlardakiler sadece yarısı.

Benden bu günlük de bu kadar.

Sizin için de bir fikir olması dileğiyle.

Hoşçakalın...


19 Aralık 2016 Pazartesi

Mavi Gömlek Dikimi


Herkese merhabalar...

Hava o kadar soğuk ki üşümekten yanlış tuşlara basıyorum:)
Aslında bulunduğum ortam oldukça sıcak ama ben her zamanki gibi çok üşüyorum.
Anneme göre kansızım, doktorlara göre kan değerlerim normal.
Bende yapım bu diyerek kat kat giyiniyorum ne yapayım :)


Burda dergisinin en sevdiğim ve iyi ki almışım dediğim Şubat 2013 sayısından bir model daha çıkardım :)


Bu sayıyı o kadar çok sevdim ki; etek, pantolon, elbise, gömlek gibi bir sürü şey diktim.

İş yerinde mavi ve beyaz gömlek giymek zorundayız. Bu nedenle sürekli gömlek bulmak zorundayım.Öyle zamanlar oluyor ki hiç bir mağazada gömlek bulamıyorum. Hani bulsam parası neyse verip alacağım ama yok bulamıyorum. Hal böyle olunca tembelliği bir kenara bırakıp gömlek dikmeye karar verdim.


Daha öncede bir kaç kez gömlek dikmiştim. Bu yüzden baya aşına oldum diyebilirim. Bu gizli patlı gömleği iş yerine uygun olacak şekilde düzenleyip kesip diktim.

Böyle anlatınca çok kolay gibi görünüyor aldanmayın. Tam 2 günde bitti. Ama tertemiz iş çıkardım. Bu overlok makinaları harika bir şey:)


Burada da kendi gömleğini kendi çekmeye çalışan benim :)

Bu günlük benden bu kadar.
İçinizi sahlep gibi ısıtacak güzel günler diliyorum...

Hoşçakalın....

14 Aralık 2016 Çarşamba

El yapımı Şık Bileklikler


Herkese merhabalar...

Evet bu gün artık kar yağıyor:)
Hava inanılmaz soğuk.
Allah kimseyi bu soğuklarda aç ve açıkta bırakmasın.
Kar yağışını izlemeyi çok seviyorum ama kar demek soğuk demek. Evi barlı olmayan için ölüm demek. Bu yüzden kar yağışını hem seviyor hem de üzülüyorum ...


Gelelim bu günkü yazıma.
Kışın insan sıcacık evinden çıkmak istemiyor. 
Bu yüzden kış demek benim için aynı zamanda hobilerim için fırsat demek:)


Ben bu bileklikleri çok sevdim. 
Öyle ki hem arkadaşlarıma hem de kendime bir sürü bileklik yaptım :)




Renk renk boy boy bileklikler yapıp da takmamak birde üstüne poz vermemek olmazdı:)


Bu soğuk kış günlerinde yapılacak çok şey var diyorum ve yazımı bitiriyorum.

Şimdilik benden bu kadar.

Hoşçakalın :)

3 Aralık 2016 Cumartesi

Pratik ve Şık Örgü Yelek

Herkese merhabalar :)

Kış kendini soğuk ve ayazla hissettirse de kar yağması yakındır.
Zaten uzmanlar sürekli kar yağışı için uyarıyor.
Kısacası bu soğuk havanın tek eksiği kar:)

Hava böyle olunca bende evden çıkmama isteği ve çay, kahve eşliğinde sürekli örgü örme isteği uyandırıyor.


Geçen yıl gittiğim dikiş kursundan bir arkadaşımın ördüğü yeleğini  hem çok beğendim hem de çok ilgimi çekti.


Üstelik yapımı da çok kolaymış. 

Haraşo denilen; bir önden bir arkadan alınarak örülen örgü modeli ile atkı örer gibi upuzun bir örgü örmüş.


Sonra ördüğü bu örgüyü kat yerinden (dikişçiler bilir:) ) yani ortasından ikiye katlamış.

Sonra açık olan uçların aşağıda ki gibi 5 adet düğme ile birleştirmiş.

Aynı işlemi diğer tarafına da yapmış.


Bu düğme dikilen bir uç arkada diğer uç önde olacak şekilde giyiliyor.
Ve bence hem çok pratik hem de çok şık bir yelek modeli ortaya çıkmış :)


Arkadaşım yününü birkaç renkten oluşan yumak modellerinden seçmiş.
Bu yüzdende çok hoş bir renk karmaşası ortaya çıkmış.

Bayıldım :)
Herkese bir fikir olsun.

Benden bu günlük bu kadar.
 Elinizden sıcak çayınız, yüzünüzden gülümsemeniz eksik olmasın.

Hoşçakalın...

28 Kasım 2016 Pazartesi

Çiçekli Eteğim ve Kombinim


Herkese merhabalar...

Daha önc yazısını yazdığım Çiçekli dar eteğimi bir arkadaşımın kına gecesinde giyme fırsatım oldu.

Malum sürekli çalıştığım için genellikle standart giyinebiliyorum.
 Ama böyle fırsatlarda mutlaka kendi diktiklerimi giymeye çlışıyorum:)



Eteğim bol desenli olduğundan üzerini tek renk bir bluzla tamamladım.
Dikiş hocama göre tamamlayıcı parçanın yani bluzun desenlerin içindeki göze çok batmayan rengini kullanırsam kıyafeti boğmamış olurmuşum.

Kendisine kesinlikle katılıyorum:)


Zaten bu kumaşa bayılmıştım.
Tam hayal ettiğim gibi bir etek oldu.
Her fırsatta giydiğimi söylememe gerek yok galiba  :)

Herkese pazartesi sendromu olmayan bir gün dilerim.

Hoşçakalın ...



27 Kasım 2016 Pazar

Tiramisu Tarifim


 Herkese merhabalar :)

Havalar soğuk. Kış kendini iyice göstermeye başladı.
Hatta uzmanlar bu hafta kar yağışı var bile diyor.

Hadi hayırlısı...

Gelelim çok severek yaptığım ve çok lezzetli bulduğum arkadaşımın annesinden aldığım tiramisu tarifine;

Tiramisu Kreması;

-1.5 bardak süt
-3 kaşık un
-3 kaşık şeker

*Bu malzemeler karıştırılır ve muhallebi kıvamına gelene kadar pişirilir.
*Soğutulup içine 200 gr  labne eklenerek çırpılır.
*1.5 bardak süt de bu kremaya eklenir
*2 paket beyaz toz kremşanti de bu karışıma eklenir ve tekrar çırpılır.

Kremamız hazır.

Kedi Dili Sosu;

-2 yemek kaşığı nescafee
-1 yemek kaşığı şeker
-250 gr süt

*Bu malzemeler karıştırılır.

Tiramisu Yapılışı;

*İstediğiniz kaba önce nescafee' li sosa batırılıp çıkarılmış kedi diller küçük aralıklarla dizilir.
*sonra üstünü kapatacak kadar krema dökülür.
* Bu işlemler bitince dolapta 1 gün dinlendirmenizi öneririm.
*Servis yapacağınız zaman üzerine kakao dökerseniz kakaonun ıslanmasını da önlemiş olursunuz:)

Evet tarif bu kadar.
Çırpma işini mikserle yaparsanız daha kolay olur( ben ilk yaptığımda çırpıcı ile kollarım ağrıyana kadar uğraşmıştım:))



Size ve sevdiklerinize mutlu bir hafta dilerim :)

Hoşçakalın...

23 Kasım 2016 Çarşamba

Yeniden Örgü Örmek...


Herkese merhabalar...

En sevdiğim etkinliğe kış gelmesi ile beraber yine başladım.
Örgü örmek !!!

Hep insana çok iyi gelen bir uğraş olduğunu düşünürüm. Kafamızı yorduğu için olumsuz düşüncelerden uzaklaşabildiğimiz hatta zamanın nasıl geçtiğini anlamadığımız zevkli bir iş de denebilir :)

Tabiki bu düşünceler bana ait :)


Ben genellikle boyunluk örüyorum.

Bunun sebebi; hem çok kullanışlı hem de kolay örülebilir olaması.
Yani yok kol oyuntusu yok boyun oyuntusunu kafaya takmamadan düm düz örebilmek.

Bu seferki seçtiğim renkler marsala ve koyu bir yeşil.


İpler kalın olduğundan 7 numa şiş aldım.
Şundan da bahsetmek istiyorum; eni geniş bir örgü olacağından rahat örebilmek adına tel misina ile birbirine bağlı şişlerden aldım.
Bu sayede bütün ağırlığı bir şişe vermeyip bileğimide çok yormamış oluyorum:)



İki farklı markanın en beğendiğim renklerini seçtim.
 İkiside (bence) aynı kalitedeydi ve memnun kaldım.



Bu boyunluklarda her zaman kullandığım örgü modelini kullandım.
Bunun sebebi; bana düz örgüden daha kolay ve gösterişli gelmesi.
Kalın iple, ince iple, eni kalın örgüde veya eni ince örgüde aynı örgü modelini sanki farklı bir desenmiş gibi görebiliyorsunuz :)









Biraz yeşil biraz da marsala rengiyle devam ediyorum...



Ben bu hallerinden bile memnunum.

Sonucu sizinle paylaşacağım :)

Şimdilik hoşçakalın...





10 Kasım 2016 Perşembe

Gelinliğim...

Herkese merhabalar:)

7 ay önce evlenmeme rağmen  gelinliğimle ilgili postu yeni yazabiliyorum.

Dediğim gibi artık blogumu ihmal etmeyeceğim.
Bu nedenle de yayınlarıma kaldığım yerden devam ediyorum:)


İlk görüşte aşık olduğum gelinliğim...

Aslında ikinci el gelinlik bakıyordum. 
Evlenmek o kadar masraflı ki ne eşimi ne de ailesini daha fazla masrafa sokmak istemiyordum.

Sonra anladım ki ikinci el gelinliklerin yıpranmış olması, tamiri derken başıma çok iş çıkaracak bari ekonomik bir gelinliğe bakalım dedim.

Annemle çıktık oraya buraya bakalım derken annemin hep önünden geçtiği ve hep çok beğendiği Mira gelinliğe girdik.

Kampanyalı kabarık, orta kabarık, az kabarık çeşit çeşit gelinliklere bakarken gözüm balık gelinliklere takıldı  ve vitrindekilerden birini denemek istedim.

Saolsun sahibi bizimle çok ilgilendi ve vitrindeki model yerine yeni diktirdiği ve daha vitrine koymadığı bir modeli çıkardı ve "bir dene bakalım" dedi.



Gelinliği giyer giymez işte aradığım bu dedim!!!

Annem bana balık  modelleri yakıştırmaz. Aklında bile canlandırmazdı.
Ama gelinliği üzerimde görür görmez o da çok beğendi :)

Hani gelinlik denilince kabarık prenses model, bol güpürlü, bol ışıltılı modeller gelir ya aklımıza(ki bir çok kişinin de hayalidir) benim hiç öyle bir hayalim olmadı.

Tek istediğim bana huzur ve mutluluk verebilecek bir eş. Gerisi nasıl olsa halolur dimi :) 


Bizimle ilgilenen Mira gelinliğin sahibi olan ablada çok beğendi ve vitrindekilerin aksine(dikili ve hazır) tekrar dikilecek bu modeli kampanyalı fiyata verdi:)

Hemen aldık:)


Gelinliğim tam istediğim gibi oldu:)

Seçtiğim gelin çiçekleriyle de çok uyumlu değişik bir gelin oldum:)

Gelinlikçimin tabiri ile geligi patlattım :)


29 Ekim 2016 Cumartesi

Ev Dekorasyonumuz: Salon


Herkese merhabalar...


Aylardan sonra ancak evi ve işi yoluna koymaya başladıktan sonra burayı ne kadar çok özlediğimi anladım.

Aslında yazacak çok şey, anlatacak çok anı, paylaşacak çok resim var ama zaman denen o akıp giden şeye yetişememek diye de bir sorun var :)

Burayı artık ihmal etmemek üzere  yazıma başlıyorum.


Ev yerleştirenlere, ev kuranlara ve dekorasyonunu değiştirmek için fikir arayanlar için hazırladığım bu yazımla ufacık bir katkım olsun istedim.
Evet bunlar benim evime seçtiklerim :)

Tüllerimden başlamak istiyorum;
Sakarya'da yaşadığımı söylemiştim. O yüzden Sakarya'ya yolu düşenlere bir iki adreste vereceğim.
Yeni evlenenlerin toplamda en çok masraf ettikleri ve en çok canlarını yakanın tül perde masrafı olduğunu düşünüyorum. Ama şu da bir gerçek evi tüller ve mobilyalar gösteriyor.

Ben alışılmışın aksine evimde ağır güpür tüller ve stor tercih etmedim(mutfak hariç; mutfağımda zebra tül kullandım :)

Küçük odalarımda bu üsteki (isminin ne olduğunu bilmiyorum) tülü tercih ettim. Aslında bana kalsa bütün evi bu tülle de yapabilirdim. takınca bayıldım :)



Salon için üstte ki küçük puantiyeli bu tülü tercih ettim. Mobilyalarım sade ve spor. Çok göze batacak bir model yerine bu sade modeli tercih ettim. Diğer tül gibi bu tüle de bayıldım. 

Tüllerimi, güneşliklerimi ve mutfak için aldığımız zebra storları toplamda 750 TL'ye aldık. 
Evet inanılmaz bir fiyata 8 Pencere için perde,güneşlik ve zebra stor aldık. 

Fiyatın bu kadar uygun olma sebebine gelince; Sakarya Adapazarı ilçesinde Dorme tül fabrikası var. 
Burada ki ürünler yaklaşık aynı kalitede. Sadece tül üzerinde uyguladıkları desenlerin ağırlıklarına yani harcanan malzemeye göre bir fiyatlandırmaları var. Genellikle yurt dışına üretim yapıyorlar. Bizimle çok ilgilendiler ve çok uygun bir fiyat çıkardılar.
O kadar memnun kaldık ki başka arkadaşlarımızı da yönlendirdik. Bizim seçtiklerimiz için indirimli tül markaları ve dükkanlar 2-3 bin tl istemişlerdi düşünün aradaki farkı.


Salon için tüllerin yanına fon yaptırmaya karar verdik. 
Bu sefer de gittik ünlü Çarşamba pazarımıza ve üstte gördüğünüz mor-gri-sarı karışımlı fonun mobilyalarımıza uyacağını düşünerek aldık ve diktirdik.


Aslında arkadaşlarım bu fonun karışık desenli olması nedeni ile daha önce aldığım desenli halıyla evin çok kötü görüneceği söylemişlerdi. Ama bende bir tür inat var. Kimseyi dinlemedim ve mobilyalar yerleşip fonlar kötü görünecek mi diye bakmak istedim. 


Ben sonuçtan çok memnun kaldım. Hatta sonrasında perdeleri yıkamak için fonları da çıkardık.
Sonra sadece tülleri taktık ve fonsuz kullandık. Hiç hoşumuza girmedi.

Sonrasında fonları geri taktık :)


Benim zevkim diyorum ve perde konusunu kapatıyorum.


 Gelelim diğer seçtiklerimize;
Daha nişanlanmadan ortada hiç bir şey yokken Evidea sitesinden iki tane tablo almıştım.
Sonra mobilyalar, perdeler, halılar derken dekorasyona tabloda katmış olduk. İşin güzel yanı seçtiğim tabloda ki renkler salonumla acayip uyumlu oldu :)


Hatta ev gezmesine gelen arkadaşlarımız bayıldı. 
Ve bir çoğu da evi ne bu şekilde tablolar aldı.


Eşimle eve sürekli bir şeyler aldığımız dönemde A101'e bu üçlü kitaplık gelmişti.
Fırsatı kaçırırmıyız hemen gittik almaya. Tabi ki bizim gibi A101 takipçileri de yoğun ilgi göstermiş. 
3. A101'de bulduk bunları ve yanında da 2 adet daha kitaplık aldık(diğer yazılarımda paylaşacağım)


Salona kitap koymak istemedik. Çünkü bir odamızı çalışma odası yaptık. Bu yüzden
eşimin eski fotoğraf makinesi ve Sendikasının hediyesi olan nostaljik radyoyu ve balayından dönerken Kütahya'dan aldığımız çini ve aksesuarlarla yerleştirdik.


Orta sehpamızı İkea'dan aldık. Bu masayı görür görmez alalım dedim. Hem beyaz hemde tekerlekli. O kadar rahat bir şey ki anlatamam. İstediğimiz gibi kaydırıyoruz. Üstelik çok hafif. İkea' dan aldığımız ürünlerden çok memnun kaldığımızı özellikle belirtmek istiyorum. Kurulumu çok kolay; yaklaşık 1 dakikada kurduk. Bir toz bile dökülmedi :)


Salonumuzun bir diğer vazgeçilmezleri de bu zigon takımı. Bu takımdan 2 tane aldım. Bunun sebebi bir arkadaşımıza gittiğimizde ya zigon almamaları yada alınan zigonun yeterli sayıda olmaması.
Bu zigonu seçme sebebim koltuğa kadar girebilmesi. Öyle öne eğilmek gerekmiyor hemen yanınıza kadar geldiği için içecek yiyecek koymak çok kolay oluyor :)


Sırada masa sandalye takımız var. Sandalyelerimiz çok estetik bir o kadar da rahat diyebilirim.
Annem ve kayınvalidem de almadan önce yaslandıkları yerin boşluk olmasından korktular. Hatta biz bu takımı beğendikten bir gün sonra mobilyacıya gidip denemişler ve beğenmişler.


Mobilyalarımızı griye çalan kahverengi ve sarı seçtik.
Işığa göre gri ve yeşile benziyorlar değil mi:)

Ve en çok beğendiğim parçalardan biri olan halılarımız. İki adet aynı model aldık.
Tabi ki alışılmışın dışında ki halı modelimiz gösterdiğim herkes tarafından "ne yaptın sen diye!!!" karşılandı. "çok göz yorar" ve "sonra çok pişman olursun" diye yorumlarda aldım. Fakat ben herkesin fikrini alıp bildiğini okuyan biri olduğum için halılardan vazgeçmedim. Ev yerleşince de ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım. Hatta bu yorumları yapan arkadaşlarım evime bayıldı :)

Halılar merinos markasına ait. Ama sadece Evidea'da gördüm. İki halıda 4 metre kare. Toplamda 260TL'ye aldık :)


Özellikle masamı övmek istiyorum.
 Bunun sebebi kenarlarının oval olması. Yani Dört köşe uçları sizvri olan masaların aksine çarptığınızda yada çok kalabalık olduğunuzda köşeye denk gelene zarar vermeyenlerden :) Tabi çoluk çocuğa karışma vakti geldiğinde de bize sorun yaratmayacak çok rahat bir masa :) Ortadan açılıyor ve kocaman bir aileyi rahat ettiriyor diyebilirim:)


Ve vintrinde görüp de aynısını istiyoruz dediğimiz koltuk takımımız.
Sakarya' yı mobilya için arşınladık desek abartmış olmam. En son Bursa'ya gitmeye karar vermiştik. Eşim burayı bulmuş ve" istersen buraya da bir bakalım olmazsa Bursa'ya gideriz" demişti.
Son mağazada tarzımıza ve zevkimize göre ürünler bulunca çok rahatlamıştık:)

Evin bütün takımlarını bu mağazadan aldık.Sakarya Erenlerde olan  Göral mobilya-Orfimo mağazası Ada Center arkasında. İlgi ve alakadan çok memnun kaldık. Fiyatlar konusunda da çok yardımcı oldular.


Bu da konsol seçimimiz.
Biz konsolu tv ünitesi olarak da kullanıyoruz ve çok memnunuz. 
İçi bütün çeyizlik tabak çanak, tencere, kaşık takımlarımı aldı. Hata daha bir sürü şeyi de toparladı. Evi daraltmamak için bu şekilde yerleştirdik.


Komidinin aynasını da salon girişine boy aynası olarak astık.
Çok da kullanışlı oldu:)


Nereye koyacağımı bilemediğim nişan çiçeğim.
Şimdilik salon kapısının yanında duruyor.


Evi ilk bu şekilde yerleştirmiştik sonra baktık ev daraldı tekli koltuklarla karşısında ki sarı üçlü koltuğu yer değiştirdik. Bu arada iki koltuğumuzda yatak olabiliyor ve altı sandıklı. Evin bütün dağınıklıklarını bu sayede toparladık.

Ve son.

Alt tarafı salon ama anlata anlata bitirememişim.
Kızmayın bana evimi çok severek ve içime sinerek yerleştirdik. 
Belki fikir arayıp başkalarının "o oraya olmaz" demelerine rağmen oldurabileceklerine örnek olur.

Hoşçakalın :)